Öğretmenlerin Gelişimi İçin Daha Ne Yapabiliriz? - İLKE Analiz

Öğretmenlerin Gelişimi İçin Daha Ne Yapabiliriz?

Arife Gümüş Sarı

Türkiye’nin bir yüz yılını geride bıraktığımız şu günlerde her alanda muhasebenin yapılması ve gelecek yüz yıl için uygulanabilir hedeflerin belirlenmesi önemlidir. Gelecek projeksiyonu söz konusu olduğunda eğitim öncelikli konularımız arasında hatta bir miktar başında gelir. Eğitim alanının derinlikli bir muhasebe ışığında güçlendirilmesi ikinci yüzyılın Türkiye’sinin niteliğinin belirlenmesinde kritiktir. Eğitimin güçlendirilmesinin ön koşullarından ilki de öğretmenin donanımının artırılmasıdır. Nitelikli bir eğitim atmosferinin hem faillerinden biri hem de tamamlayıcısı olarak öğretmenin donanımının artırılması öğretmene mesleğini en iyi şekilde yapma motivasyonu vereceği aşikardır.

Belki de bütün meslekler arasında hizmet öncesi dönemde mesleki aidiyeti en yüksek olan öğretmenliğin, hizmet içi dönemde monotonlaşıp neredeyse kaybolan heyecan ve aidiyetini iyi anlamak gerek.

Literatür, bize her zaman öğretmenin motivasyonunda sürekliliğin sağlanmasının elzem olduğunu yüksek bir tonda söylemektedir. Öğretmenler odasında sistemin yükü ve tekrarın yontarak eskittiği öğretmenlerin karşısında heyecan ve idealleri ile zaman zaman tahfif edilerek ve bürokratik engellerde tökezleyerek motivasyonunu yitirmeye başlayan genç öğretmenin hikayesi biraz da burada başlar. Belki de bütün meslekler arasında hizmet öncesi dönemde mesleki aidiyeti en yüksek olan öğretmenliğin, hizmet içi dönemde monotonlaşıp neredeyse kaybolan heyecan ve aidiyetini iyi anlamak gerek. Hemen hemen her toplum ve ideolojide idealize bir meslek olan öğretmenliğin uygulamadaki kırılganlığının nedenlerini anlamak önemli bir adımdır.

Mesleki yolculuk boyunca motivasyon ve heyecanının ilk günkü gibi olması arzu edilen öğretmenin bunu başarabilmesi için güçlü eğitim politikalarıyla desteklenmesi gereklidir. Bu anlamda eğitim politikalarının sadece öğretmenin becerilerine odaklanmaması öğretmeni bir bütün olarak ele alması önemlidir. Öğretmenin sosyal konumu, ekonomik koşulları, psikolojik durumu ve ARGE desteği alıp alamaması kritik konulardandır.

20. Milli Eğitim Şurası kararlarına bakıldığında bakanlığın öğretmen politikalarını öncelediği görülmektedir. Öğretmen meslek kanununun yasalaşması bu anlamda önemli bir adım oldu. Öğretmenlerin mesleki gelişimleri ve kariyer basamaklarına dair önemli bir gelişme olan meslek kanunu yıllarca tartışılan ama bir türlü atıl/a/mayan bir adım olarak olumlu bir gelişmedir. Öğretmenliğin statüsü ve mesleki ilerlemenin yasal zeminini oluşturması açısından da önemlidir.

MEB’in Öğretmen Bilişim Ağı (ÖBA) ve Öğretmenlerin Mesleki Gelişiminde Yeni Yaklaşımlar çalışması öğretmenin sosyal konumu ve ARGE faaliyetleri açısından güzel bir çalışmadır. Öğretmenin eğitim ihtiyacının okul içinde karşılanmasını hedefleyen Okul Temelli Mesleki Gelişim programı yıllardır verimsiz olduğu şeklinde eleştirilen hizmet içi eğitimlere yeni bir açılım getirmiştir. Benzer şekilde uygulayarak öğrenme deneyimlerinin paylaşılması, birlikte öğrenmenin sağlanmasını hedefleyen Mesleki Gelişim Toplulukları da katılımcı, aktif ve uygulamalı bir şekilde öğrenmenin önünü açan güzel bir uygulama olarak göze çarpıyor. Buna ek olarak uygulamalarıyla ön plana çıkan eğitim kurumlarının sahip olduğu bilgi ve tecrübenin diğer eğitim kurumlarıyla paylaşılmasını hedefleyen Öğretmen-Yönetici Hareketlilik Programı bu kapsamda yenilikçi bir proje. Bakanlığın öğretmen başına düşen ortalama eğitim saatini 44 saatten 250 saate çıkarılmış olması da öğretmenlerin hizmetiçi eğitim desteği açısından önemli bir gelişmedir. Öte yandan bu eğitimlerin 350 saate çıkarılması hedefi de ümit vadetmektedir.

Öğretmenlerin mesleki motivasyonunu sürdürme ve artırmaya yönelik çalışmalar zaman zaman düzenlemelerin işleyişindeki aksaklıklar ve zafiyetlerin gölgesinde kalabilmektedir.

Öğretmenlerin mesleki motivasyonunu sürdürme ve artırmaya yönelik çalışmalar zaman zaman düzenlemelerin işleyişindeki aksaklıklar ve zafiyetlerin gölgesinde kalabilmektedir. Öğretmen eğitiminde pedagojik formasyon uygulamaları “atanamayan öğretmen” sorununu derinleştirmektedir. Öğretmenlerin mesleğe başlangıç süreçlerindeki olumsuz mülakat hikayeleri de ayrıca olumsuz bir hava bırakmaktaydı. Son bir yılda bu yönde yapılan iyileştirmeler bakanlığın sorunun farkında olduğunu ve çözüm aradığını göstermesi bakımından olumlu bir etki bırakıyor.

Öğretmenler için düzenlenen kariyer basamakları çok olumlu bir motivasyon sağlayıcısı olabilir. Hali hazırda konunun muhatabı olan öğretmenler tarafından henüz bunun yeterince kavrandığını söylemek mümkün değil. Kamuoyu, sendikalar ve öğretmenler bu anlamda kariyer basamaklarının kendilerine getireceği maddi kazançla daha fazla ilgilenmiş gözüküyor. Ancak uzun vadede bu uygulamaların mesleğin rutinleşmesi, mesleki düzleşme ve motivasyon kaybı sorunlarını çözecek ciddi bir araç olarak önümüzde duruyor. Öğretmenlik mesleğinin bir uzmanlık ve kariyer mesleği olarak konumlandırılması bundan sonra kariyer basamaklarını atlamak için uygulanacak daha ölçücü ve motive edici uygulamalarla daha da mümkün olacaktır.

Netice itibariyle tüm zamanlarda eğitim atmosferinin sağlıklı bir şekilde işlemesinde öğretmenin önemli rolü her zaman ifade edilmiştir. Bugün de aynı önemin odakta tutulması ve öğretmenin içsel ve dışsal motivasyon kaynaklarının güçlü bir şekilde desteklenmesi önemlidir. Öğretmen politikalarına yönelik geliştirilen çalışmaların konuyu ilgilendiren tüm unsurların desteğini alması için canlı bir şekilde izlenmesi, çoklu katılım ve değerlendirmeler ışığında sürdürülmesi hedefe ulaşmayı mümkün kılabilecektir.

0 yorum

Diğer Yazılar