Kentsel Tasarım ve İnsan Davranışının Psikolojik Boyutu - İLKE Analiz

Kentsel Tasarım ve İnsan Davranışının Psikolojik Boyutu

Malavika Muralidharan

Kentlerde bulunan kamusal bir alanı ilk kez ziyaret ettiğinizde aklınıza ilk ne gelir? Aynı yere ikinci ve üçüncü kez gittiğinizde aklınızda oluşan bu ilk düşünce nasıl değişir? Neden belirli bir kamusal alan türü sizin için bir kaçış yolu haline gelir? Neden belirli bir mekânsal atmosfer bir diğerine tercih edilir? Bir tasarımcı, insan davranışı ve etkileşiminin bir sonucu olarak mekânı nasıl algılar?

Bu soruların yanıtı, hiç kuşkusuz insan psikolojisi ile kentsel tasarım süreci arasındaki ilişkiyi anlamakta yatıyor. Tasarım sürecinin antik çağlardan bu yana geçirdiği evrimin kökleri, nihai ürün üzerindeki insan algısı ve deneyiminin rolünün kabul edilmesine dayanıyor. Bugün kendimizi, standart bir nitelikler dizisinin ötesine geçen bir kentsel mekân tanımının ortasında buluyoruz. Kentsel mekândaki ambiyans ve tüketicilerin bu konudaki farkındalığı da mimari ve psikoloji ile bu ikisinin arasındaki karşılıklı bağımlılık ilişkisinin keşfedilmesine olanak sağlayan ufku genişletiyor.

Mimarlık kuramının bir ürünü olarak insan psikolojisinin rolü nedir?

Mimari psikoloji, tasarlanmış bir mekândaki insan davranışını algılayarak birey ile bireyin kullanması için tasarlanan mekân arasındaki bağı kurar; ayrıca, mekânın işlevselliği ve amacına hizmet etme kabiliyeti açısından artı ve eksilerini belirler. Sonuç olarak da bu, tasarımcı ile tasarımın tüketicisi arasındaki iletişim kanalını oluşturur. 

Kamusal alan tasarımı ve insanın toplumsal kimliği, birbirine bağımlı iki varlıktır. Bir kamusal alanda insan psikolojisini etkileyen parametreler nelerdir? Bunlar ölçek, işlevsellik, yapısal unsurlar, renkler ve benzeri konularda çeşitlilik gösterir. Unutmamak gerekir ki, kentsel mekân tasarımının ayrım gözetmeksizin çeşitli özellikleri, inançları ve işlevsel gereksinimleri karşılamak için ne ölçüde dönüşüme uğrayabileceği olgusu da pratik bir mekân olarak kentsel mekânın yaratacağı etkinin anlaşılmasında öncü rol oynar.

Tasarımcı, Tasarım ve Tüketici

Her ne kadar tasarım süreci, tasarımın amacı ile paydaş arasındaki bağlantıyı dikkate alsa da nihai ürün çoğunlukla tasarımcının amaçlamadığı bir tüketici modelini yansıtır. Hepimiz biliyoruz ki günümüz dünyasında stres düzeyleri son derece yüksektir ve gün geçtikçe de artmaya devam etmektedir. Bunun nedeni de trafik ve iş gibi basit faktörlerden ölüm kalım meselesi gibi önemli durumlara kadar değişiklik gösterebilir. Vücudun strese karşı verdiği tepki ise stresin nedenini göz önünde bulundurmadan hiçbir şekilde olumlu olarak yorumlanamaz.

Stresle başa çıkmanın yolları kişiden kişiye değişir. Tasarımın rolü ve tasarım süreci, insanların stresli olduklarında aradığı cevap olabilir. Bazıları için bu, sosyal etkileşimin bol olduğu bir alana gitmek anlamına gelirken, bir başkası için aynı durum sessizlik ve sakinlik içerisinde bulunan huzurlu bir alanda olmak demektir.  İşte bu sebeple, kentsel mekân tasarımı, insanlara hem fiziksel hem de psikolojik olarak ihtiyaç duyulan alanları sağlaması açısından önemlidir. 

Kamusal Alan Faaliyetlerinin Sınıflandırılması

Kamusal alandaki faaliyetler şu kategoriler altında toplanabilir: Gerekli Faaliyetler, İsteğe Bağlı Faaliyetler ve Sosyal Faaliyetler. Bunlardan ilki, dış etkenlerden bağımsız olarak tüm yıl süren bir zaman dilimini kapsar ve getir götür işlerini yapmak gibi gereklilikleri içerir. İkincisi, yani isteğe bağlı faaliyetler dış koşullardan etkilenir ve yürüyüşe çıkmak gibi uygun zamanlarda gerçekleşebilir. Üçüncü ve son kategori ise daha spontane olup belirli bir mekânı kullanan kişiler arasındaki etkileşime bağlıdır. Bu tür etkileşimlerin, içinde bulunduğu ortamın bir sonucu olarak ortaya çıkabilmesi için ise kamusal alanın koşullarının elverişli olması gerekir (Hanafi, El Araby, Al-Hagla ve El Sayary, 2013).

Kent İçerisindeki Bir Kamusal Alanın Evrimi (Hanafi, El Araby, Al-Hagla, & El Sayary, 2013; Gehl Architects).

Bunu anlamanın gerekliliği, kentsel peyzaj tasarımının iş odaklı bir alan olmaktan çıkıp sosyal etkileşime dayalı boş vakti önceleyen bir alan haline gelmesine zemin hazırlamaktadır. Aynı durum, kentsel peyzajda yaya alanlarının ve etkileşimli alanların artırılmasına yönelik taleplere de yansıyor. Nihayetinde ise, daha önceki ihtiyaçların bir parçası olmayan bir parametrenin resme dahil olduğuna tanık oluyoruz: “Alanın/Mekânın Kalitesi” parametresi.

Bir kentsel alan kendisini, olumlu etkileşimleri teşvik ederek ve diğer insan faaliyetlerini canlandırarak bir mekân perspektifi yaratan ağlar aracılığıyla işleyen mekânsal akışın bir ürünü olarak tanımlar. Bu nedenle, bir kentsel alan tasarımcısının tasarısını oluştururken bu projenin kullanıcıları üzerinde yaratabileceği psikolojik etkiyi de göz önünde bulundurması, artık bir gereklilik halini almıştır.

Değişen Mekânsal Algı

Hindistan’daki Tac Mahal’in arazisinde, New York’taki Times Meydanı’nın ortasında ve Yeni Zelanda’daki Victoria Park’ta duran bir yaya, her ne kadar bir kamusal alan içinde olsa da aynı kamusal alanın niteliğini farklı şekillerde deneyimlemektedir. Bu üç mekân arasındaki enerji bile oldukça farklıdır. Bu alanın bir tüketicisi konumunda olan kişinin kamusal alana verdiği tepki büyük ölçüde tüketiciyi de şekillendiren çeşitli koşullardan etkilenir. Bu alanlarda kazanılan deneyimleri tek tek ele almak, tüketicilerin durumunda da olduğu gibi çok farklı bir deneyimin yolunu açmaktadır.

Tac Mahal, Agra – Daha Yakından Bir Bakış

Tac Mahal, avluları da içine alacak şekilde kırk iki dönümlük bir araziye yayılmış bir tasarıma sahiptir. Tac Mahal’e ev sahipliği yapan arazi ortak bir merkez tasarımına dayalıdır ve etrafındaki geniş alan merkeze giden yolu ön plana çıkartır. İlk bakışta, devasa beyaz anıt tüm dikkati kendisine giden yoldaki gizlenmiş tasarım harikalarından başka bir tarafa çeker. Yapının etrafındaki küçük avlular ve diğer unsurlar düşünüldüğünde ise, mekânın bir tüketicisi olarak birey, Agra’nın içinde bulunduğu şehrin geri kalanında kazandığından çok daha farklı bir deneyim kazanır.

Geometrik tasarım unsurları, simetri, hiyerarşi ve doğal unsurların bolluğu ile arazi, ölçü ve büyüklük bakımından önemli bir tüketici deneyimini mümkün kılar. Merkezdeki anıtla birlikte kırk dört bahçe kompleksi, ziyaretçilere devasa boyutlara ve simetrik oranlara dair bir deneyim kazandırmaktadır.

Tac Mahal’e Ev Sahipliği Yapan Agra Şehrinin Geri Kalanı ile Tac Mahal Arazisi Arasındaki Belirgin Zıtlık.

Mekânın kalitesinin bölgedeki bir kişiye kazandırdığı duygular ve deneyimler nelerdir? Başlangıçta merkezdeki anıtın boyutu, göz alıcı ve karşı konulamaz olabilir. Fakat kendi bağlamı içerisinde gözlemlendiğinde, anıtı öne çıkaran doğal unsurlar, mekân içerisindeki kişinin bu doğal unsurların oluşturduğu ihtişamı fark etmesini sağlar. Anıt ve peyzaj arasındaki beyaz, yeşil ve kahverengi renkler bir huzur ve sığınak ortamı yaratarak kişinin, mekânın anlattığı öyküler içerisinde yer alan bir üst/hiper-gerçekliğe kaçmasına imkân sağlar.

Times Meydanı, New York – Daha Yakından Bir Bakış

Tac Mahal’in aksine New York Times Meydanı’nın yapısı, yaya alanı olarak geliştirilen en işlek kavşaklardan biri olma özelliği ile ön plana çıkmaktadır. Trafiği düzenlemek ve bölgedeki yaya akışını iyileştirmek amacıyla hazırlanan bu kentsel proje, 2009 yılında hayata geçirilmiştir. Araç trafiğine de izin veren bir kentsel bölge olarak, otomobiller olmadan yürünebilir bir alana dönüştürülmesi ise, bu alanın sunduğu vizyon ve deneyim açısından Times Meydanı’nı diğer mekânlardan farklı kılmaktadır. 

Times Square, New York.

Yayalara sunduğu fırsatlar, kamu sanatı ve inşa edilmiş ile edilmemiş yapılar arasında daha iyi bir bağlantı kurmak için genişleyen bir alan olan mekânın odağı, aynı yerden geçen insanlar için hangi mekânsal deneyimin sağlandığı konusunda farklı noktalara çevrilmiştir. Ayrıca tüketicinin geri bildirimine göre bağlam içerisine yerleştirilen farklı projelerin deneme yoluyla sürekli kontrol edilmesi, bu projelerin sürekli olarak geçirdiği evrim nedeniyle insanlar için aynı olan deneyimi daha da heyecan verici hale getirmektedir. 

Her gün yaklaşık 380.000 yayaya ev sahipliği yapan Times Meydanı’nı şekillendiren renkler ve ölçekler, sosyal etkileşim alanının tüm potansiyelini yansıtan bir deneyim alanı yaratıyor. Alandaki tüketici gruplarının yerel halk ve yabancılar arasında çeşitlilik göstermesiyle beraber ise karşınızda sizinle aynı heyecanı paylaşan bir dizi yabancı yüz buluyorsunuz.

Hareketlilik Örüntüsü ve Yaya Kalitesi (James, 2021).

Sokak sanatçıları, yayalar ve turistler ile dolu bu mekânda bir an bile durgunluk yaşanmıyor. Mekânda otomobil hareketliliğinin engellenmesi ise kavşağın kontrolünü, bu alanın en önemli unsuru olan yayalara vermiştir. Yalnızca yayaların yoğun hareketliliği değil, ızgara şeklindeki şehir planını oluşturan yapılar da bu mekânın bugünkü haline gelmesinde oldukça önemli bir rol oynamıştır.

Bunlara ek olarak, peyzaj şehirciliği sayesinde yaya hareketliliğindeki özgürlüğün genişlemesi, kalabalık meydanda daha fazla ferahlık sağlar. Çünkü nihayetinde ızgara şehir planı kendisini, inşa edilmiş alan ile bu alan içerisinde hareket eden yayalar arasındaki etkileşim olarak tanımlar. Düğüm noktaları, yollar ve kenarlar gibi kent unsurlarıyla beraber kentsel alan da değişen tüketicilerin taleplerine ayak uydurmak için sürekli olarak değişmektedir.

“Nehrin Üzerindeki Viktorya” (Victoria On The River), Yeni Zelanda – Daha Yakından Bir Bakış

Kent ile kentteki nehir arasında bir bağlantı kurma girişimi olan Victoria on the River, kent ile kentteki doğal unsurları hem görsel hem de fiziksel olarak birbirine bağlayarak bu alanı kullanan insanlar için sosyal etkileşim ve görsel nitelikli bir molayı temel alan bir “kamusal tüketici deneyimi” yaratmak için başlatılan bir girişim örneğidir. Bu proje, parkın yarattığı hissiyatı ve çevresini şekillendiren düzlükler ve çeşitli diğer yüzeylerle birlikte kendisine şehrin geri kalanından farklı bir kimlik yaratıyor. Nehir kenarından yükselen tepe ise nehirden uzakta olmasına rağmen su kaynağıyla bağlantı kurulmasını sağlıyor.

Victoria on the River, Edwards White Architects (ArchDaily, 2020).

Tasarımda öne çıkan benzersiz bir özellik, parkın başlangıçtaki amacının teknik bir yaklaşımla uyumlu olmasıdır fakat parka bugünkü gerçek kimliğini kazandıran, aslında bu alanı kullanan bireylerdir. Yoga ve diğer egzersiz türleri gibi etkinliklere ev sahipliği yaptıkça tasarım; eğitim kampları, buluşma ve yiyecek etkinlikleri, mini pazarlar başta olmak üzere kentsel alanda paydaşlar tarafından yaratılan diğer deneyim alanlarını de içerecek şekilde, etki alanını yavaş yavaş genişletti.

Her ne kadar bu tasarım, kent unsurları ile sahili birbirine bağlamak için bir girişim olsa da bu ürün hakkında takdire şayan olan şey, tüketicilerin bizzat kendilerinin eklediği unsurlarla nasıl bugünkü halini aldığıdır. Kamusal alan kendisini, toplumsal yapı ve o alanı kullananların gereksinimleri tarafından oluşturulan bir anlatı üzerinden tanımlar. En başta teknik bir ürün olarak tasarlanan yapı, minimal müdahaleler sayesinde ise duyguları harekete geçiren ve yeri doldurulamaz bir ürün halini almıştır.

Alandaki Tüketicilere Fayda Sağlamak için Eklenen Unsurlar (ArchDaily, 2020).

Örneklerin Analizi

İlk örnekte tüketici psikolojisi, tasarımın devasa büyüklüğünü vurgulayan bir deneyim ortaya çıkaran kentsel alan tasarımı etrafında kendini şekillendirmiştir. İkinci örnekte, deneysel senaryolar karşısında tüketiciler tarafından verilen tepkiyi ve tüketici aktivitesini test eden yavaş bir evrimin sonucu olarak ortaya çıkan ve dolayısıyla sürekli değişen zamana ayak uydurmak için hala gelişmekte olan bir yaya alanı ile sonuçlanan bir senaryo görmektesiniz. Üçüncü ve son örnekte ise tasarlanan proje, tasarımcılar ile paydaşlar arasındaki iş birliğinin bir ürünüdür ve bu paydaşlar, paydaşların görüşlerini ve faydalarını yansıtacağı bir şekilde mekânın kendini uyarlaması konusunda sorumluluk almıştır.

Buradaki odak noktası, bu mekânın tasarımının ve mekânı tamamlayan unsurların bir tüketiciyi nasıl etkilediğidir. Mimarideki gözlem kavramı ile psikolojideki insan davranışı ve deneyimi kavramları bu mekânda buluştuğunda ortaya çıkan kesişim bölgesi, inşa edilmiş ve edilmemiş çevreye bir tepki olarak, insan doğasının anlaşılmasında bir temel oluşturur.

Üç Farklı Mekânın Karşılaştırılması.

Tasarım ile Psikolojinin İlişkilendirilmesi ve Boyutlu Deneyim

Böylesine farklı örnekleri gördükten sonra, insan kamusal bir alan tasarlama sürecinin, en sonunda orada bulunan tüketicilerin zihinsel durumları üzerindeki etkisini düşünmeye başlıyor. COVID 19 ve bizi uzun süre kapalı alanlarda kalmaya zorlayan sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, bir kişinin kentsel bir alandan beklentilerinin büyük ölçüde değiştiğini varsaymak yanlış olmaz. 

Ruh sağlığımız ve genel psikolojimiz üzerinde oldukça etkili olan bu dönemde, bu hapsolmuşluktan kaçış arayışının sosyal etkileşim için sunulan kamusal alanlardan başlaması oldukça doğaldır. Sosyal etkileşimden ve kaliteli sohbetlerden beslenen bir varlık olarak, kentsel mekân tasarımının insan davranışının değişen psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl evrilebileceğini yeniden düşünmek gerekir.

Kentsel tasarım alanı büyümeye devam ettikçe insanların, kamusal tasarımın temelinin sosyal etkileşimlerde ve bir araya gelme fırsatlarında yatmasını istediklerine ve otomobil odaklı alanlar yerine yaya caddelerini tercih ettiklerine dair belirgin bir değişim olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Bu nedenle, tasarım sürecinin her aşamasında nihai tasarımın ortaya çıkardığı psikolojik etkiyi görebilmek çok önemlidir; bu sürecin sonucunda elde edilen tasarım, böylelikle, geleceğin sürekli değişen ihtiyaçlarını da karşılayabilecek kadar esnek bir hale gelebilir.

***

Editör Notu: 14 Eylül 2022 tarihinde Urban Design Lab’de yayınlanan “Urban design and Psychological Aspect of Human Behavior” başlıklı yazı İLKE Analiz okurları için Elif Sağır tarafından tercüme edildi. Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve İLKE Analiz’in editöryal politikasını yansıtmayabilir.

______________________________________

Kaynakça

Abel, A. (2021). What is Architectural Psychology? Germany: Creative Commons Attribution.

ArchDaily. (2019, April 24). PIXELAND / 100architects. Retrieved from ArchDaily: https://www.archdaily.com/915563/pixeland-100architects

ArchDaily. (2020, June 26). Victoria on the River / Edwards White Architects. Retrieved from ArchDaily: https://www.archdaily.com/942417/victoria-on-the-river-edwards-white-architects

Auckland Design Manual. (n.d.). Testing Times – Interim projects secure Long time Rewards. Auckland: Auckland Design Manual.

Bond, M. (2017, June 6). The hidden ways that architecture affects how you feel. Retrieved from BBC: https://www.bbc.com/future/article/20170605-the-psychology-behind-your-citys-design

DE51GN. (2022, February 17). Interview: 100 Architects on why impactful street architecture needs to deviate from surrounding context. Retrieved from DE51GN: https://de51gn.com/interview-100-architects-on-why-impactful-street-architecture-needs-to-deviate-from-surrounding-context/

Hanafi, I., El Araby, M., Al-Hagla, K., & El Sayary, S. (2013). Human Social Behavior in Public Urban Spaces:. Spaces and Flows: An International Journal of Urban and ExtraUrban Studies.

James, A. J. (2021, JULY 3). TIME SQUARE – NEW YORK URBAN DESIGN STUDY. Retrieved from ISSUU: https://issuu.com/alenjosephjames/docs/time_square_new_york_-_urban_design_study

KOCH, E. (2002). THE TAJ MAHAL: ARCHITECTURE, SYMBOLISM,. University of Vienna.

Sequeira, R. C. (2020, August 18). Moving urban India after the Covid-19 pandemic | Opinion. Retrieved from Hindustan TImes: Moving urban India after the Covid-19 pandemic | Opinion

Wikipedia. (2022, August 17). Times Square. Retrieved from Wikipedia: https://en.wikipedia.org/wiki/Times_Square

0 yorum

Diğer Yazılar