Dünyada ve Türkiye'de Düşünce Kuruluşları - İLKE Analiz

Dünyada ve Türkiye’de Düşünce Kuruluşları

Düşünce kuruluşları [1] veya yaygın adıyla bilinen think tank’ler ulusal veya uluslararası konularda araştırma, analiz, politika önerileri ve strateji üreten kamu yararına çalışan kuruluşlardır. Bu kuruluşlar bağımsız olabilir, kamuya veya bir çıkar grubuna bağlı olabilir. Düşünce kuruluşları aynı zamanda bilgiyi anlaşılabilir ve erişilebilir kıldıkları için sivil toplumla politika yapıcılar arasında bir köprü görevi görürler. Politika ve strateji üreten düşünce kuruluşları, karar alma süreçlerine etki ederek toplumu daha demokratik ve katılımcı hale getirmektedirler. Bu yazıda dünyada ve Türkiye’de düşünce kuruluşlarıyla ilgili çeşitli veriler aracılığıyla Türkiye’nin bu alandaki konumu tespit edilmeye çalışılacaktır. Bu alandaki kapsamlı çalışmalardan olan Global Go To Think Tank Index ve Think Tank State of the Sector raporlarının verileri yazıdaki temel başvuru kaynağımız olacaktır. 

Düşünce kuruluşları aynı zamanda bilgiyi anlaşılabilir ve erişilebilir kıldıkları için sivil toplumla politika yapıcılar arasında bir köprü görevi görürler. Politika ve strateji üreten düşünce kuruluşları, karar alma süreçlerine etki ederek toplumu daha demokratik ve katılımcı hale getirmektedirler.

Düşünce kuruluşları İkinci Dünya Savaşı sonrası ABD’de artış göstermiş ardından diğer sanayileşmiş ülkelere de yayılmıştır. Bugün Kuzey Amerika’da 2397, Avrupa’da 2932 adet düşünce kuruluşu bulunmaktadır. Son dönemde ise Asya kıtasında düşünce kuruluşlarının sayısı artmış ve 2020 yılı itibarıyla 3389’a ulaşmıştır. Bugün en çok sayıda düşünce kuruluşu 2203’le ABD’de mevcutken onu Çin 1413’le takip etmektedir. Ardından Hindistan, Birleşik Krallık ve Güney Kore gibi ülkeler gelmektedir. Düşünce kuruluşları ekonomik ve popülasyon hacimleri büyük olan küresel kuzeyde yoğunlaşmıştır. Afrika ve Orta Doğu’daki toplam düşünce kuruluşu sayısı sadece 1278’dir. Türkiye ise 2020 yılı itibarıyla 53 düşünce kuruluşu ile 27. sıradadır. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri içinde ise İran ve İsrail’in ardından en çok düşünce kuruluşuna sahip ülke Türkiye olmuştur. [2]

Sıralama (2020 sıralaması)  ÜlkeAraştırma Kuruluşu Sayısı (2019-2020)
1ABD18712203
2Çin5071413
3Hindistan509612
4Birleşik Krallık321515
5Güney Kore412
6Fransa203275
7Almanya218266
8Arjantin227262
9Brezilya103190
10Vietnam180
27Türkiye4853
Sıralama (2020 sıralaması)ÜlkeAraştırma Kuruluşu Sayısı
1İran87
2İsrail78
3Türkiye53
4Mısır47
5Filistin39

Düşünce Kuruluşlarının Çalışma Alanları

Think Tank State of the Sector [3] raporuna göre düşünce kuruluşlarının %49’u sosyal politikalar alanında çalışmalar yürütmektedir. Bunu %44’le ticaret/ekonomi/finans ve kamu yönetimi/şeffaflık alanları takip etmektedir. Ulaşım/altyapı/şehirleşme alanı ise düşünce kuruluşlarının sadece %9’u tarafından çalışma konusu olmaktadır. Faaliyet alanlarıyla ilgili diğer bir önemli veri ise tek bir düşünce kuruluşunun ilgilendiği konu sayısıdır. Yine aynı rapora göre düşünce kuruluşlarının yarısı üç ve daha fazla alanda çalışma yürütmektedir.

Bağlantılar ve Kurucular

Raporda önce çıkan diğer bir gösterge düşünce kuruluşlarının bağlantılı veya bağlı olduğu kurumlara göre sınıflandırılmasıdır. Buna göre düşünce kuruluşlarının %37’si kamu ve %34’ü ise üniversitelerin bünyesindedir. %16’sı ise bağımsız kuruluşlardır. Kuruluşların çalışma modeli incelendiğinde ise kuruluşların %67’si kar amacı gütmemektedir.

Düşünce Kuruluşlarının Yayın İstatistikleri

Düşünce kuruluşlarının 2020 yılı yayın verilerine baktığımızda, %40’ı 10 veya altında yayın yapmışken %19’u 11-25, %15’i 26-50, %17’si 51-150 ve %9’u 150 veya daha fazla yayın yapmıştır. Bölgelere göre incelendiğinde ise Kuzey Amerika ve Batı Avrupa’daki araştırma kuruluşları diğer bölgelere göre daha çok yayın yapmışlarıdır. En az yayın yapan ülkeler ise Orta Asya ve Latin Amerika’daki kuruluşlar olmuştur. Yayın sayısı ve çalışan sayısı arasındaki ilişki incelendiğinde 46 ve üzeri çalışanı olan düşünce kuruluşlarının %76’sı 50 ve daha fazla yayın yapmıştır. Türkiye’deki düşünce kuruluşlarının durumu incelendiğinde ise ortalamanın yıllık 9 olduğu görülür. Bu anlamda düşünce kuruluşlarımız en alt yüzdelik dilim olan %40’ın içinde yer almış ve 33 olan dünya ortalamasının altında kalmıştır.[4] 

Yayın sayısı ve çalışan sayısı arasındaki ilişki incelendiğinde 46 ve üzeri çalışanı olan düşünce kuruluşlarının %76’sı 50 ve daha fazla yayın yapmıştır. Türkiye’deki düşünce kuruluşlarının durumu incelendiğinde ise ortalamanın yıllık 9 olduğu görülür. Bu anlamda düşünce kuruluşlarımız en alt yüzdelik dilim olan %40’ın içinde yer almış ve 33 olan dünya ortalamasının altında kalmıştır.

Bütçe ve Finansal Durum

Bütçelerine veya finansal durumlarına göre incelendiğinde düşünce kuruluşlarının %30’u 500 bin dolardan daha az bütçeye sahiptir. Kuruluşların %44’ü ise 500 bin – 10 milyon dolar arasında bütçeye sahipken, %27’sinin 10 milyon doların üstünde bütçesi vardır. Bölgelere göre incelendiğinde ise benzer bulgular karşımıza çıkmaktadır. Kuzey Amerika’daki kuruluşların %50’si 10 milyon doların üstünde bütçeye sahipken Batı Avrupa’da bu oran %32’dir. Bütçe anlamında en olumsuz tabloya Afrika bölgesindeki kuruşlar sahiptir. Afrika’daki düşünce kuruluşlarının %55’i 500 bin dolardan daha az bütçeye sahiptir. Türkiye’deki düşünce kuruluşları 445 bin dolar ortalamayla bu anlamda en alt yüzdede yer almaktadır.

Düşünce Kuruluşlarında Çalışan Sayısı

Çalışan sayılarına göre düşünce kuruluşlarının %30’u en fazla 10 çalışana sahiptir. %24’ü 11-20, %24’ü 21-45 çalışana sahipken %22’si ise 46 veya daha fazla çalışana sahiptir. Bölgelere göre incelendiğinde bu defa Doğu Asya bölgesi ön plana çıkmaktadır. Raporda belirtildiğine göre Çin’deki araştırma kuruluşlarının bazıları araştırmada aykırı değer yaratacak sayıda çalışana sahip olduğu için bu bölgede araştırma kuruluşlarının %55’i 46 veya daha fazla çalışana sahiptir. Doğu Asya’dan sonra yine Batı Avrupa ve Kuzey Amerika bölgeleri ön plana çıkmaktadır.  Türkiye’deki düşünce kuruluşlarının ise 16 çalışan ortalamasıyla %24’lük üçüncü yüzdelik dilimde yer alarak bu anlamda 87 olan ortalamanın altında kaldığı söylenebilir.

Sonuç

Amacı bakımından düşünce kuruluşları gelişmiş ülkelerde veya gelişmekte olan ülkelerde bilgi ve politika sürecini buluşturarak politika yapım süreçlerini etkilerler. Akademiden farklı olarak teorik tartışmaların ötesinde sorunlara somut çözümler getirecek araştırmalar yürütürler. Aynı zamanda düşünce kuruluşları toplumla politika yapıcı arasında köprü görevi görerek bir bakıma katılımcılığı sağlarlar. Düşünce kuruluşlarının faaliyetlerinin sosyal ve ekonomik mobilizasyonun fazla olduğu bölgelerde yoğunlaştığı görülür. Türkiye de ise düşünce kuruluşlarının nitelik ve nicelik olarak ortalamanın altında kaldığı görülmektedir. Bu anlamda kamu, sivil toplum, üniversiteler ve iş dünyası daha fazla inisiyatif almalıdır. 


[1] Bu yazıda Türkçe’de think tank yerine kullanılan “düşünce kuruluşu” ifadesi kullanılacaktır.

[2] https://repository.upenn.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1019&context=think_tanks

[3] https://onthinktanks.org/wp-content/uploads/2022/02/Think-Tank-State-of-the-Sector_20_21_main-report.pdf

[4]  https://onthinktanks.org/open-think-tank-directory/?select-ottd_region%5B%5D=europe-and-central-asia&select-ottd_country%5B%5D=turkey&hidden-s=&hidden-current-page=1

0 yorum

Diğer Yazılar