Eğitimci Mesleki Gelişimine Eleştirel Yaklaşım ve Öneriler - İLKE Analiz

Eğitimci Mesleki Gelişimine Eleştirel Yaklaşım ve Öneriler

Ömer Avcı

En temel hedefi eğitimin en önemli paydaşlarından olan öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlamak olan mesleki gelişim faaliyetleri, eğitimcilerin ve eğitim yöneticilerinin eğitim-öğretim alanındaki performanslarını geliştirmek amaçlı yapılan faaliyetlerin tümünü içerir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi mesleki gelişim yaklaşımlarının ortak sayıltısı eğitimcilerin gelişimlerine yapılacak yatırımların hedeflenen öğrenci başarısı üzerinde olumlu etkisi olacağıdır. 

Eğitimcilerin mesleki gelişim faaliyetlerine katılımları açısından Türkiye’nin OECD ortalamasından oldukça yüksek seviyede olduğu belirtilmektedir. Uluslararası Öğretme ve Öğrenme Anketi (TALIS 2018) raporuna göre eğitimcilerimizin mesleklerine dair öz-yeterlikleri de OECD ortalamasının üstündedir. İş tatminleri hususunda ise Türkiye’deki eğitimcilerin ortalamasının OECD ortalamasının çok az da olsa altında olduğu bildirilmektedir. TALIS 2018 raporunda da değinildiği gibi bu verilerin yalnızca betimsel olması bize çok kısıtlı bir bilgi vermektedir. Çok yüzeysel de olsa şu kritik soruyu sormamız kaçınılmazdır: “Eğitimcilerinin mesleki eğitim katılımı ve öz-yeterliği bu kadar yüksek olan bir ülkenin öğrenci başarısının da aynı doğrultuda yüksek olması beklenmez mi?”

Eğitimci Mesleki Gelişiminin Kavramsal Çerçevesi

Türkiye’de eğitimcilerin mesleki gelişimi ile ilgili faaliyetlerinin nicel olarak yeterli düzeyde olduğu söylenilebilir. Ancak mesleki eğitim faaliyetlerinin etkililiğine dair net bir tablo ortaya koymak zor görünmektedir. Bunun nedenlerinden birinin mesleki gelişim faaliyetlerinin bir kavramsal çerçevesinin olmayışıdır. 

Eğitimci mesleki gelişim yaklaşımının kavramsal çerçevesi öz olarak aşağıda belirtilmektedir: 

  1. Eğitimciler etkili mesleki gelişim hizmetleri alırlar.
  2. Alınan mesleki gelişim hizmetleri eğitimcilerin bilgi ve becerilerini artırır ve/veya eğitime dair inanç ve tutumlarını değiştirmelerini sağlar.
  3. Eğitimcilerin edindikleri yeni bilgi ve beceri, tutum ve inançlar pedagojik yaklaşımlarına ve sınıf içi pratiklerine yansır.   
  4. Eğitimde gerçekleşen bu yenilikler öğrenci performansının yükselmesini sağlar. 

Yukarıda kavramsal çerçevesi sunulan mesleki geliştirme yaklaşımının etkinliği çeşitli bağlamsal faktörlerle ilişkilidir. Bağlamsal faktörler kavramsal çerçevenin başarılı olabilmesi için aracı (mediator) ve ılımlayıcı (moderator) rollere sahiptirler. Diğer bir ifadeyle eğitimci mesleki gelişim programının hedefine ulaşması; öğretmen ve öğrenci özellikleri, müfredat ve materyal, ülke eğitim sistemi gibi bağlamsal faktörlerle ilişkilidir. Unutulmamalıdır ki bağlamsal faktörler mesleki eğitimin çıktılarını doğrudan etkilememekte ancak çıktıların hedeflendiği gibi olabilmesi için aracı ve etkiyi azaltıp artırmada ılımlayıcı rol oynamaktadır. Bağlamsal faktörlerin aracı ve ılımlayıcı rollerini hesaba katarak daha yakından bakacak olursak; 

  • Öğrenci nitelikleri öğrencinin akademik hazır bulunuşluğu ve sosyo-ekonomik arka planı,
  • Öğretmenin eğitimdeki tecrübesi, bilgisi, inanç ve tutumları gibi nitelikleri,
  • Sınıf-içi etkileşimler, müfredat, eğitim materyali gibi faktörler,
  • Ölçme ve değerlendirme, eğitim politikalarının da içinde olduğu yerel eğitim sistemi

Eğitimci mesleki gelişim programlarının etkili olmasında rol oynamaktadırlar.

Eğitimci Mesleki Eğitim Programlarının Genel Özellikleri

Eğitimcilerin mesleki gelişimlerine katkıda bulunup onların bilgi ve becerilerini artıracak, sınıf içi performanslarına olumlu anlamda yansıyacak ve dolayısıyla da öğrencilerin öğrenme hedeflerine ulaşmalarında katkıda bulunacak etkili mesleki gelişim programlarının yedi temel özelliği bulunmaktadır. Etkili mesleki gelişim programları;

  • İçeriğe odaklanmalı,
  • Eğitimcilerin mesleki gelişim programında aktif rol almasını sağlamalı, 
  • Diğer meslektaşlarıyla iş birliği içinde olacak şekilde tasarlanmalı, 
  • İyi eğitimci modelleri ile örneklenmeli, 
  • Uzman rehberliği ve mentörlüğü içermeli, 
  • Geri bildirim ve yansıtma yapma fırsatları tanımalı 
  • Ve yeterli zaman aralığını kapsamalıdır.

İçeriğe Odaklı Mesleki Eğitim 

İçerik odaklı mesleki gelişim, genellikle eğitimcilerin öğretim alanıyla ilgilidir. Klişe, jenerik ve öğretmenlerin gerçek okul ve sınıf bağlamlarından kopuk bir program olmasının önüne geçilmelidir. İçerik odaklı mesleki gelişim programları eğitimcilerin gerçekten ihtiyaç duydukları ve pratikte uygulayabilecekleri ya da karşılaştıkları durumları ele almalıdır. İçerik odaklı mesleki gelişim programı için Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi (TPAB) modeli bir çerçeve sağlamaktadır. 

Eğitimcilerin Aktif Olduğu Mesleki Eğitim

Etkili mesleki gelişim programları, eğitimcilerin nasıl ve ne öğrenecekleri konusunda da hassas olmalıdır. Mesleki gelişim programlarının muhatabı olan eğitimcilerin yetişkin oldukları ve yetişkin öğrenme kuramları ışığında gelişim programlarının tasarlanması gerektiği unutulmamalıdır. Eğitimcilerin kendi öğrencilerinin çalışmalarını ve sınıf içi ders işleme pratiklerini gözlemlerle ya da video çekimleriyle analiz ettiği, üzerinde konuşup tartıştığı mesleki gelişim programları aktif öğrenmeye örneklerdir. 

İş Birliğine Dayalı Mesleki Eğitim  

Eğitimcilerin aynı okulda ya da okul dışından diğer meslektaşlarıyla bire bir ya da grup ile etkileşimde bulunma anlamına gelmektedir. Eğitimcilerin birbirleriyle tecrübelerini paylaştıkları, tavsiye ve fikirlerini sordukları, sınıf içi problemlere birlikte çare aradıkları ve problemlerin üzerlerinde yansıtma yaptıkları etkinlikler gibi birçok etkileşimi içermektedir. 

Eğitimci Örnekleri ve Rol Modeli 

Mesleki eğitim programlarında iyi örnekler ve modeller kullanıldığında eğitimciler daha iyi öğrenmekte ve bu da eğitimcilerin sınıf içindeki performanslarına yansımaktadır. Müfredatın nasıl uygulanacağının ya da yeni bir pedagojik yaklaşımın sınıf içinde nasıl kullanılacağının gerçek örneklerle gösterilmesi mesleki gelişimde son derece etkilidir. 

Uzman Rehberliği ve Mentörlük

Örnek ders anlatımıyla, yol göstericiliğiyle, tartışma forumlarındaki ve öğrenci çalışmalarının değerlendirilmesindeki katkılarıyla ve geribildirimleriyle, uzman rehber ve mentörlük bireyselleştirilmiş bir eğitim sağlayarak mesleki gelişime katkıda bulunabilir. Genellikle daha tecrübeli meslektaşlar (Zümre başkanları, okul idarecileri, meslekte daha kıdemli ve tecrübeli eğitimciler, üniversite hocaları, usta eğitimciler, alanlarında lisans üstü eğitim almış eğitimciler vb.) mentörlük yapabilirler. 

Geribildirim ve Yansıtma 

Yansıtma ve geribildirim yetişkin öğrenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Etkili mesleki gelişim programları eğitimcilere kendi pratikleri üzerine düşünmeleri, geribildirim alıp bu geribildirimler çerçevesinde sınıf içi uygulamalarında değişikliğe gidebilmeleri için özellikle zaman ayırmalıdır. 

Yeterli Süre 

Geleneksel olarak birkaç saatlik ya da günlük kısa süreli eğitimlerin eğitimcilerin pratiklerini değiştirici bir rolü bulunmamaktadır. Derinlemesine, eğitimcinin tutum ve davranışını olumlu olarak değiştirebilecek yeterli sürenin yılda 49 saat olduğu da belirtilmektedir. 

Türkiye’de eğitimcilerin mesleki gelişim çalışmalarının niceliksel olarak göz doldurduğunu söylemek mümkün olsa da kavramsal çerçeveden yoksun olan programların hedeflenen çıktılara ulaşması zordur. Mesleki eğitim programları tasarlanırken kavramsal çerçevesi belirlenmeli ve programın hedef kitlesi olan eğitimcilerin bağlamsal faktörleri dikkate alınmış olmalıdır. Bir sonraki adımda öğrenme ihtiyaçlarının doğru tespit edilmesi gelmektedir. İhtiyaçları tespit edilen ve öğrenme için yeterli süre tanınan eğitimcilerin aktif katılımlarına imkân tanıyan, meslektaşlarıyla iş birliği yapabildikleri; öğretmenlere eğitimde güzel örneklerle rol modellerin ve mentörlük sistemiyle rehberliğin sunulduğu, sistematik yansıtmaların yapıldığı ve değerlendirildiği eğitim programları düzenlenmelidir.

Mesleki eğitim faaliyetlerine katılım oranları ve mesleki öz-yeterlik düzeyleri diğer birçok ülkedeki eğitimcilere göre nicelik bakımından daha iyi seviyede olan Türkiye’nin uluslararası sınavlarda istenilen seviyede olmayışını nasıl açıklayabiliriz? Birinci açıklama TALİS2018 raporundaki izlenen metodolojinin doğasında saklı olduğudur. Diğer bir ifadeyle anketi dolduran kişilerin kendilerinin ifadeleri doğrultusunda istatistiki analizler yapılmaktadır. Kişilerin kendileriyle ilgili (öz-yeterlik, kendine güven vb.) kavramların ölçülmesinde kullanılan öz bildirimlerin güvenilirliği, sosyal arzulanırlık önyargısı gibi nedenler alan yazında tartışılan konulardandır. Diğer bir açıklama ise katılım oranları yüksek olsa da verilen mesleki eğitimin içeriklerinin etkililiğidir. Eğitimler sonucunda öğrenme gerçekleşmiş olsa da bu öğrenmenin sınıf içi pratiklere yansıyıp yansımadığı konusunda herhangi bir veri bulunmamaktadır. Mesleki eğitim programlarının etkililiğinin ölçülmesinde öz bildirimler haricinde ölçme ve değerlendirme yöntemleri kullanılmalıdır. Özellikle sınıf içi ders gözlemlerinin yapılması sağlam veriler sağlayabilecektir. Mesleki eğitim programlarının etkililiğinin değerlendirilmesini ilgilendiren bir diğer önemli husus kavramsal çerçevede belirtilen öğrencilerin öğrenme performanslarıdır. Sınıf içi ders gözlemlerinin yanı sıra öğrenci performanslarının mesleki eğitimle ilişkilendirilmesi etkililiğin ölçülmesinde kullanılabilir.  

0 yorum

Diğer Yazılar